DONANMA MECMUASI 26

DONANMA MECMUASI 26

 O-169_0002

O-169_0001İLAVEYİ MÜVEZZİLERDEN İSTEYİNİZ

O-169_0002 HARBİYE NAZIRI PAŞA HAZRETLERİ AYASTAFANOSDA TAYYARECİLİK MEKTEBİNDE

ŞEHİTLERİN RUHUNA

MECMUA AVNİLAHİ ŞEHİDASININ ZİKİR NAMI İLE İFAYI
HİZMET VE CÜMLEYİ BU VAZİFEYİ İCRAYA DAVET EDER.

       Tebriki gaza, vazifeyi aza, tazim i (ululama) şehida borcudur:  <<avn ilahi >> gazatı mazhar namı ebedidir, var olsun.  Şühedası Gülizarı nayemuda (cennet) mahaldedir.  Maneviyatları şecian (yürekli) Osmaniye üzerinde bir karar

O-169_0003 DÜŞMANIN NAMERDANE HÜCUMLARINA MERDANE MUKABELE ESNASINDA NAİLİ ŞEHADET OLAN TOPÇU MÜLAZIMI EVVELİ SAADETTİN EFENDİ BİN SAFVET.

Sayfa: 50 olsun.  Tasvir şekli fanisi sahifeyi mukabilde ayyun tevekkire tesadüf, hakkındaki hürmet, satır atiye ile tezauf (iki kat) edecek olan Sadettin efendi merhum, o zümreyi naciyedendir ki, dünya denilen masdar (çıkış yeri) melalde giryan (ağlayan) bıraktıklarına vesileyi tesliyet medar mefhuretde ihzar eden bahtiyaran ümmetten, Allahın sevgili kullarındandır.  Hiçbir zaman hiçbir yerde kuvvetinin nısfına muadil olan Osmanlı kuvvetine hücuma cesaret edememiş olan kahpe İtalyan, Beyrut önlerinde de bir savleti namerdane ve nagehani ile avnı ilahi ile Avnullah ve Ankara torpidobotlarına taarruz eylemiş, bu iki sefineyi fedakârın mensubiyetini, meslub el ihtiyar olup her ikisi de bahri sefidin karine doğru inerken, Osmanlı şanı göklere yükselmiş idi.  O meyanda şehitte verdik.  Fakat namusumuzu vermedik.  Hak cemilesine cennet ül firdevsinde makamı ihsan buyursun.  Aşağıya üç telgraf naklediyoruz ki bu levhanın samimiyeti, bu levhanın büyüklüğünü ihlal etmemek için sukutu ihtiyar eyliyoruz.  Bir mabet şehametine, insan nefes almağı bile mahal hürmet buluyor.  Oğlunu mağfiretinde, babasını kendi muhit ulvetinde bırakan.  Anacığı varsa onu da rahatsız etmeyen.  Onun kalbi de bir âlemdir.  Nasibi matem olsa da her hissi muhteremdir.

Selanik’te Rumeli matbaasında Yunus Nadi Bey ( el yevm…… Mebusu muhteremi)

Saadettin hakkındaki malumatın telgrafla işarı.

…. Karantina memuru Saffet Bey.

Şimdiye kadar damadınızdım.  Badema evladınızım.  Allah din ve devlete zeval vermesin çocuklarınız, hissi nadir metanet, itidal istirhamındadırlar. 

Selanik’te Rumeli matbaasında Yunus Nadi Bey.

     Oğlum Saadettinin, vatanı, Osmanlılığa yakışır bir surette müdafaa eder iken mertebeyi şahadete mazhariyetinden dolayı ilanı bahtiyarı etmeliyiz.  Bu suretle vukua gelen şahadet müstelzim mefharet ve müstevcib metanet ve müsadetdir.  Sevgili padişahımız ba kemal afiyet sağ ve din ve devletimiz payidar olsun.  Allah sizlerle beraber bilcümle evlat vatanı milleti bağışlasın.  Menfur İtalyanlar kahrolsun. Saffet Sayfa: 51 

İntibaat:

MİLLETİN BÜYÜK GÜNLERİ

Mecmua bahtiyardır.  Her nüshasının bu kısmına ait mevzuat tetkik iyesi bu ay, pek rengin, pek heyecan aver bir zemine tesadüf ediyor.  Çünkü 14 Nisan hatırası, 14 Nisan nümayişi safahat ulviyesiyle gözümüz önünde duruyor.  Elbette bundan daha rengin ve zengin bir mevzu olamaz.  Milletin büyük günlerinden, hissiyatı hakikiyesinin, minnet hakikiyesinin inzarı (geciktirme) cihan önündeki delil faaliyetinden bahis edeceğiz.       Bir defa 14 Nisan bizzat inkılâp sahih (gerçek) Osmaniye’nin mebadi (evvel) feyzinde ebdanişin (kavmin) durmak itibariyle milletin büyük günlerinden maduttur.  Millet, kılıncı hakkı hali ve biat merasimini icra ve tehtigah saltanat gazabından sahibine intikal etmiş, şu itibar ile haiz olduğu rifat makamı, sahibi ulvi münakibinin bi hakkı millet babası saffet fahiresini iktisap eylemesi, yani kan bahsine ikmal ettiği inkılâbının şu suretle tetevvüc etmesi neticesinde tamam yani beşinci sultan Mehmet mahbub kalıp enam olmuştur.  İşte millet, bunun için 14 Nisanın her devri senevî yi tekrarında en büyük şenliklerini yapar.  Öyle bir şehri ayin ki, cebir ve zor, arzuvi tabasbus, emel temlik, fikri zevk ile değil, milletin bayramı şeklinde.  Bu seneki şehri ayin ise gecesi gündüzüne rengi efra, gündüzü 40000 süngünün iltimağı celadetiyle cihana gıpta ferma olmuştur.  İftihar edelim.  Dünyada ferdiyet kitle için haizi tesirdir.  Yoksa her ferdi içtimai kendini alaik (alakalı) müctemimeden (toplanan) azade tutarsa nizamı âlem çoktan muhtel olurdu.  Alaik müctemimenin lütuf ihsası ise ancak büyük günlerde, büyük dakikalarda bütün kuvvetiyle tezahür eder.      Geçit resmi sultaniyesinde hazır bulunanlara sorun:  o muzika sedası, o cihanı meşy (ruh yüksekliği) levendanesine zebun edecek kadar kavi görünen askerlerin sedayı payı, muzikalar, süngü parıltıları, toplar, sonra bunların fevkinde, bu haşmeti askeraneye, bir şehidi semavi şeklinde duran tayyarenin pervazı.  Hâsılı o günün en ufak hatırası mevcudiyetini sarsmış, umk vicdanında mahiyetini bilmediği bir tesir hâsıl olmuştur.  İşte o his, o tesir, habl kalpdeki o ihtizaz (ferahlama), ferdi, kitleye rabt ederek vatan muhabbeti, toprak sevgisi, fedakârlık, istihkarı (horlanma) hayat, istisğar (küçük görme) mahalik gibi hassaları tevlid Sayfa: 52 eyler.  Onun içindir ki, milletler, büyük günleri ile yaşar.  Büyük günler, büyük hisler tevlit eyler.       14 Nisan resmi sultaniyenin ceraidi yevmiyede görülen tafsilatı kısmı mahsusumuzda telhis (özet) edilmiştir.  Hepimizin hatıra aray şükranı olmalıdır ki, her geçit resmi, defayı tekrarıyla askerlik vadisinde atmakta olduğumuz hatavat (adımlar) terakkiyi bilfiil gösteriyor.  İşte bu mevzu ki, bütün Osmanlıların inzarı itibar ve ibtisarı (bağlılık) önünde daima bir levhayı intibah şeklinde durmalıdır.  Çünkü bu millet, asker olarak

O-169_0006 Bir levhayı samimi ittihat

BASRA İTTİHAD VE TERAKKİ KLUBÜ REİSİ KERTASZADE ABDÜLVAHAB PAŞA HAZRETLERİ TARAFINDAN VERİLEN BİR ZİYAFET MÜNASEBETİYLE MÜŞARAİLEYHİN İRADI NATIK EDERKEN ALINAN RESMİN SEBEBİ DERCİ MANAYI HAKİKİSİ İTİBARİYLE HAİZ OLDUĞU EHEMMİYETTEN MAADA CEMİYETİMİZE 1500 LİRA İHDA SURETİYLE İSBATI ASER FÜTÜVVET VE OSMANİYET EYLEYEN KUVEYT KAYMAKAMI MÜBAREK EL SABAH PAŞANIN RESMİNİ DE İHTİVA EYLEMESİDİR.  VALİ Yİ SABIK SÜLEYMAN NAZİF BEYİN – RESME NAZARAN – SOLUNDAKİ ZAT DA MAHMURE HÂKİMİ ŞEYH HAZAİL HANDIR.

doğmuş, asker olarak büyümüştür.  Askerlikle idameyi hayat edecektir.  Siyasiyata karışmak mecmuanın, cemiyetin maksat ve mesleğinden hariçtir.  Fakat bugün her meseleyi kılıcın hal ve hasım ettiğini unutmamalıdır.  Kılıç ise medeniyetin kişver vücut insaniyi tahrip için ihrira eylediği vele efza ve saitayla her lemiası harikalar gösteriyor.  Bu günkü medeniyet, vesaiti insaniyeden ziyade, alet tahrip ve istila etmekle iftihar etsin.  Yalnız düşünmelidir ki, efkârı terhemkarane, Sayfa: 53 yahut nazariyat felsefeye kuvvet önünde serferu ediyor.  Kimse, kimseye insaniyet perver, hürmetkâr olduğu için terhim etmiyor.  (İran)a söyledikleri gibi.  En heyecanlı ve kanlı edvarı inkılabiyesinin zaaf zarurisi bile makbul olmuyor da:      la için kuvvetli değilsin?      Hitap itabı(azarlama) tevci ediyor.  Kuvvetsiz, haksız, kavi haklı oluyor.  Osmanlılar bu la yetegayyer (değişmez) desturları hiçbir zaman unutmamalıdırlar.  Bir zamanlar, umur i maarife tahsis edilecek meblağın ordulara tevziine itiraz edenler, beynini yiyerek idameyi kuvvete çalışan insanlara teşbih hareket edildiğini söylemişler.  Fakat düşünememişler ki, fakir ordusuna penah olacak bir mektebi iki top mermisi ser nigün ve hak sar (toprağa karışmış), efradını eftade ve bi karar edebilir.  Tariz adeden masun kalamayan bir darı irfan, erbabı şebaba mezarı hüsran olur.  Marifet akvamı, tezyid eden ferağı baldır.  Umran memlekete hizmet asudeyi hal ile olur.  Yoksa dâhilde kıyamı işradan;  Hariçte tariz adaden emin olamayan bir millet, her hutveyi tekmilinde sendeler, durur.       Bir kendi kendimizi düşünmeğe başladığımız tarihten beri kuvvetsizliğin aynı memat, kuvvetin menbağı hayat olduğunu anladık.  Acı tecrübelerde gördük.  Onun içindir ki, milletin medarı istinadı olan kuvvetine 14 Nisan resmi sultaniyesinde olduğu gibi delili fahire (onurlu) ve bahire (parlak) meşhud olduğu dakikalarda yine milletin hissiyat server ve iftiharına payan olmuyor.  Faalen anlıyor ki, mutlaka kavi olmalıdır.  Bu delili faaliye ise;  İntisabı kuvvet için fedakârlık ihtiyarına, hamiyetle, vatan muhabbetiyle amade bulunan hakka en büyük saik olmaktadır.  Ruh akvamı tetkik edenler, hissiyat ferdiyeyi taziz ve tahayyiç eder ayam ve hadisatın ehemmiyetini inkâr edemiyorlar.  İşte biz 11 Nisanı bu suretle tetkik ediyoruz ve görüyoruz ki;  Millet ordusunu çeşmi tazim ve takdiri önünde aslanlar gibi gördüğü zaman sineyi hamiyeti kabarmış, kuvvetli olmak için çalışmağa, fedakârlığa olan ahdı ve peymanını tekrar etmiş, bundan sonra kavl, fiile inkilab ederek, o gün donanma ianesi için birçok paralar toplamıştır.      O gün bu şehri kadimin senelerden beri mahrum kaldığı vesaiti umuran ve tezeyyinin bir mukaddimeyi behini olarak, yeni köprünün merasim küşadı icra olunurken inzarı temaşaya arz olunan (Reşadiye) dretnotu levhası, nara önünde tevkifini değil Bahrisefid sularında Andrea Dora’nın ahfadı mağlubunu son bir silleyi teeddüp ile Galatada deryayı hüsran etmek için ceylanını cümlenin arzu ettiği donanmamızın esas satvet nemununu arai için teheyyücü hissiyat namına levhalar görüldü.  Artık bu millet, donanmanın lüzumu, donanmanın hayatı olduğu hakkında delile muhtaç değildir.  Çünkü tecarib zaman ona acı olmakla beraber müessir dersler göstermiştir.  Fakat taltif i hissiyatta Sayfa: 54 lazımdır ki, o elvah (tablo) bu vazifeyi ifa eylemiş, onun temaşasıyla müteheyyiç (heyecan) olanlar hürriyeti ebediye tepesine azim oldukları zaman, donanmanın da ordu mertebesine isadı için fedayı servete teceddüd peyman eylemişlerdir.   Hangi Osmanlı vardır ki, kırk bin süngü hürriyet ebediye tepesinde parlar.  Bir bahar, derya tevfik ve rahmet hakkın reyan olduğunu ihtaren o kitleyi rahşan üzerine kataratı semineyi (yağmur damlaları) baran serperken derid (yırtık) navetlerimizin de deryada İtalya’nın cekerkahne isal mermiyat yahut ateş fişan topların Marmara’nın aguşu nevazişinde 14 Nisan namına icrayı tesidat (kutlama) etmesini arzu etmesin…      Yeni köprünün resmi küşadı günü donanma cemiyetinin:  donanmanızı, hayatınızı unutmayın vadisindeki ihtarı ne kadar manidar, ne kadar haklı idi.  millet, büyük bir gününde istikbal donanmasının esas satvetini, velev resmi musattah (düzleştirilmiş) tarzında olsun gördüğü zaman, öyle derid navetlerin ancak kendi kuruşuyla, onluğuyla vücuda geleceğini unutmamak için delili fiiliye ye yeni bir delil daha ilave etmiş demektir.  Evet, fiili, fakat ne kadar acı deliller.  Büyük günler ise bir milletin azimet menakıbını ihya eder.  Hatırat azimetin mahiyeti ferah bahşı yanında acı misallerin hassayı varisi ayn kuvveti haizdir.  Çünkü dershaneyi musibetten büyük mektebi tecrübat olmaz.  Bu millet ise, karada her zaman mağlup İtalya’yı, kaleyi sultaniyenin toplarından maada, dretnotların Barbaros ruhu kadar büyük hücumları ile de mağlup etmek isterdi.       O gün, büyük gün idi.  milletin büyük kalbinde uyandırdığı hisler büyük, teşebbüs olunan işlerde büyük idi.  Bu emri hatır ve azim ise bir taraftan donanma ihyasına, diğer taraftan beşerin semalarda teyyaranını temin eden mahsul zekâsına, <tayyare filosu> imali sema itilasına (yükselme) matuf idi.  o günün azimet mahiyetiyle, teşebbüs olunan umuru azimenin hamireyi teşekkülündeki büyüklük birleşti.  Cenabı hakkın lütuf ve inayetinden mamuldür ki, bir zamanlar İtalya’yı mağlup, Avrupa’nın kuvveti mecmuunu menkub (düşkün) eden bu milletin bütün cihana karşı milli teşebbüsler ile donanma inşası namına kıyam ettiği davayı hamiyet ve fedakârı, umumun muhakemeyi takdiri ve isthsanı (beğeni) önünde mazi i perişanıyla mütenasip bir neticeye inşallah. . .      Evet. . .  Bu millet, inkılâbıyla büyük bir harekete karşı durdu.  Ve meydan ı imtihana atıldı.  İşte şimdi devreyi imtihaniyesini geçiriyor.  Kim ne derse desin, ne derece müşkülata hedef olursa olsun, o imtihanda muvaffak olmaktadır.  Bu millet, inkılâbının en mühim tahifesiyle de ikinci bir imtihana maruzdur.  Çünkü kırk paradan donanma ihyasına kalkışmış, bugün zengin olmamakla, parasını senelerce iyadı (takviye) gazabı istibdada tevdi etmekle muhtevi ala mel mel olduğu halde milyonlar toplamağa muvaffak olmuştur.  Söylediğimiz gibi bu bir davadır.  Bir davayı hamiyet ve fedakârıdır ki, Sayfa:  55 milletin huzuru cihanda imtihanı demektir.  Bu imtihanda âdem i muvaffakiyet, milletlerin muhafazayı mevcudiyetindeki şeraiti bilenler nezdinde bu milletin mahkûmu memat (ölüme mahkûm) olduğuna hüküm ettirecek kadar müthiştir.      İşte 14 Nisandan bu sahifelere geçen intibaa beyanımız.  Nasıl bir his ile biz vakayı cihanın kâffesinden bu büyük ve müşterek hareket i milliye için bir hassayı istifade temin etmek isteriz.  Kâh siyaset cihanın safahat ı güne günü, kâh hadisat ruz (gün) merre’nin (defa) cereyan müttebii, kâh bir vakayı içtimaiye hep donanma mevzuuna temas ederek vazifeyi i

O-169_0009 Devri sabık memneviatından – meşrutiyetin hürriyeti şerifi:

SON RESMİGEÇİT MÜNASEBETİYLE İSTANBUL İSTANBUL TABURLARININ BİR LEVHAYI GARAYI MEFHARETİ.

İrşadı elimizden geldiği kadar ifa eylemek en saf emelimizdir.  Muhterem millet ise, donanma ihtiyacını, hakkıyla takdir ettiği içindir ki, 11 Nisan tarihi mesudunda cemiyetin varidat ve masarifini, tediyatını, hâsılı dört senelik hayatını natık olarak saf, sade bir lisan ile yazılıp meccanen dağıtılan risale, herzican edilmiştir.  Zenginleri burada da – kemali esefle – bahisten harice çıkarıyoruz.  Hal bu ki o gün, o büyük gün nice mahallerde okumak bilmeyen avam, okutup dinlemişler, sonra Sayfa: 56 beyannameleri tevzi eden heyetlere gelerek köylerine yollamak için desteler ile almışlardır.  İşte bir teyakkuz (uyanış) ve intibah ki bizi zengin malı olarak o gün iane sandıklarında nadiren görülen liralardan ziyade ümit varı ati eylemiştir.  Evet, okumak bilmeyen köylünün donanma cemiyeti beyannamesini okutarak köyüne göndermek için beş on tanesini istemesi bir milletin varlığına, zindigisine (canlılık), hak haysiyetine delalet eder.  O büyük günün şerefine taraf taraf gezdirilen sandıklar muhteviyatı tadat (sayım) olunduğu zaman lira, pek az görüldü.  En çok görülen kuruş, onluk gibi aksam nukud (nakit) idi.  belki bu ciheti büyük O-169_0010Ders senede bir gün bayram:

İKİNCİ DAİRE BELEDİYE MUHİTİNDE MÜNTEHİB SANİ ŞENLİKLERİ

bir teşebbüs ü milliye de adım muvaffakiyete delil addedilir.  Fakat düşünelim ki, her millet de olduğu gibi bu millette de zenginler, şahısları mahdut adamlardır.  Onlar milletin azim cihan pesendine karşı lakayt kalsalar da kitleyi ekseriyete karşı hiçtirler.  Onların keyfiyetten işgal edecekleri mevkii fukara, sınıf mutavassıt kemiyet ile sebat ile fedakârlık ile baliğen meblağ telafi eder.  Nitekim etmektedir.       Yine tekrar ediyoruz.  Beyanname tevzii, iane sandıklarının tadat ve müfredatı bize bu milletin yaşamağa azim etmiş olduğunu rakam ile ispat Sayfa: 57 etti.  Evet, büyük günlerde büyüklüğü sabit olan bir millet, vatanını söz ile değil fiil ile seven bir millet yaşar.  Yaşamağa niyet etmiş bir milletin bu azmine ise hiçbir kuvvet mani olamaz.  Tevfik ezeli ise gayrete âşıktır.  Biz hakka kendimizi refik görmek istersek tuttuğumuz yoldan geri dönmeyelim.  Cihan anlasın ki, Osmanlılar haysiyetiyle yaşamak istiyor ve yaşayacaktır.

************

Mecmuanın tebrikleri, meserretleri

TARİHÇEYİ HAMİYYET – İCRAAT

O-169_0013 (TİTANİK)İN EFRANCİ NİSANIN ONUNCU ÇARŞANBA GÜNÜ HAREKETİNDEN EVVEL

O-169_0015 TİTANİK VAPURUNUN TAKSİMAT DAHİLİYESİNİ İRAD EDER MAKTA DOLANİSİ

O-169_0017 TİTANİK’İN SOUTHAMPTON’DAN NEW-YORK’A HAREKETİ

LİMAN HARİCİNDE ROMORKÖRLERLE CERİ

O-169_0018GECE MANZARASI

O-169_0019 Donanma mecmuasının hediyesi

<<Reşadiye>> ilk Osmanlı drednotu.

TİTANİK

O-169_0021 KAHVEHANE

O-169_0021-2 KAHVALTI SALONU

O-169_0021-3 JİMNASTİK SALONU

O-169_0022 HUSUSİ SALON

O-169_0022-2 YATAK

O-169_0023 ATEŞ HARBİN MÜDAFİİ GAYYURU SUYA MAĞLUP OLMUŞTUR

 O-169_0024İLK SEFERİN SON KAPTANI

(TİTANİK)İN SUVARİSİ KAPTAN EDWARD J. SMİTH

 O-169_0024-2Mr. LİSMAN

 O-169_0025PARA HAYAT KURTARIR MI?

TİTANİK FACİASI KURBANLARINDAN MİLYONER JOHN JACOB ASTOR

 O-169_0025-2SON DAKİKADA MAKİNAYI ELİNDEN BIRAKMAMAKLA METANET VE HAS VAZİFEYE BİR MİSAL

(TİTANİK)İN TELSİZ TELGRAF BAŞ MEMURU JACK PHİLİPS

O-169_0026 

AFET İ SEYYAR – BUZ KİTLESİ 

O-169_0030 İMDAD:

RMS CARPATHİA’NIN MUVASSALATI

 O-169_0033FRANSANIN MÜESSERAT İTTİLASINDAN

MÖSYÖ BİRYESUN

O-169_0034 HARFİ MESAİYEMİZ OLAN BİR LEVHA:

(ANEJ) KOYUNDA FRANSA FİLOSUNUN GEÇİT RESMİ

–      NİS’DE KIRALİÇE VİCTORİA HEYKELİNİN RESMİ KÜŞADI MÜNASEBETİYLE – 

 O-169_0035DENİZLERİN ŞAHİD OLDUĞU MERASİM:

FRANSA FİLOSUNDAN ÇIKAN ASKERİN HEYKEL ÖNÜNDE MÜRURLARI

O-169_0036 Kaymakam kaza Ahmet Ekrem bey

O-169_0037 Beyoğlu merkez şubesinde merbut

Piyaleyi kebir şubesi reisi Umur Lütfü bey

O-169_0038 11.nisan. 1912 / 4.nisan.1328

Fransada (kurmay – an – Parisi) istihkamının (kuvveti yon) bataryaları mevkiinde tarassut kesuf birinci pilanda mösyö Stefani ve Superteleskop denilen dürbün altı – sağda pars rasathanesinden mösyö Becoudan diz çökmüş kamerin mürürünu tarassut eder – tepenin zirvesinde mösyö Charles Noudman ve mukayesat ı el ziya cihazı.

O-169_0039

Saat: 12.10.10

Güneş meri olan kısmı yavaş yavaş ince

Bir hilal şeklini alıyor.

Saat: 12.10.20

Sola doğru devranında devam eden kamer, hilalimizin yerini tebdil eder.

Saat: 12.27.45 Son şekli aldıktan sonra kamer, uzaklaşarak, safhayı şemsi açar

DÜNYADA:

GEÇEN SENE NELER OLDU?

NİSAN 1327      Bu ayın yalnız yağmurları değil, şeiven ve hadisatı da mebzul olmuştu.  Muhtelif meselelerin en had bir devresi oldu.  Sıra ile takip edelim:      1.Nisan – Merdi taliler Mat askeri deposuna hücum ederek mevcut silahlara ve mühimmatı yağma ettiler.       SS – Macaristan dar ül fünun talebesi müctemian der saadeti ziyarete geldiler.      2.Nisan – Mali sur isyanında İtalya’nın siyah parmağı anlaşıldı.  Mahmud Şevket paşa Selanik’e müteveccihen hareket etti.      3.Nisan – İstanbul – Paris – Londra ve Berlin hariciye nezaretlerinden Bağdat şimendiferleri mesailine ve mesail saireye ait evrakın sirkati şayiasıyla mütecasirin Minum namında bir Fransız olduğu meydana çıktı.  Hariciye nazırı Rafet paşa mecliste bu bapta bildiği kadar izahat ita eyledi.  Paris sefiri Naum paşanın geri çağırıldığına dair bir şayia.      4.Nisan – Cibalide Reji amelesi bininde bir ihtilaf ve arbede zuhur ederek birkaç kişi mecruh oldu.      5.Nisan – italyadaki Garibaldinin veledi Garibaldi Mali sur isyanına burnunu sokuyor.      6.Nisan – italyada dört bin gönüllü İtalyan Arnavutluğa gelerek asilere muavenet etmeğe yeltendiler.  Roma kabinesi işin bu renge dökülmesinden ihtiraz ederek keyfiyeti resmen tekzip etti.      SS – Balkanda bu sefer devleti Osmaniye dahi dâhil olmak şartıyla bir ittifak umumi şayiaları meydan aldı.  Bulgaristan la Sırbistan bu sefer devleti Osmaniye dâhil olmadıkça ittifak umumiyenin hiçbir zaman kabil olmayacağını sarihen dermeyan ettiler.      SS – Bu patırtılar üzerine alel usul Osmanlı kabinesinin istifası şayiası deveran etti.  Şayet kabine istifa ederse yerine bitaraf bir heyeti vükela teşekkülüne Londra sefiri Tevfik paşanın memur edileceği söylendi.       7.Nisan – Meclisi mebusanda pek gürültülü bir müzakere cereyan etti.  Rafet paşa siyaseti hariciye hakkında beyanatta bulundu.  İş bu beyanat Bağdat hattı hakkında idi.  Almanya imparatoru ile Çar’ın Postamda vuku bulan mülakatları neticesinde hattı mezkûr için her iki devlet itilaf etmişlerdi.  Bu mesele Londra ve Paris’te azim ve manidar tesirler uyandırmıştı.  İzovaloski’nin hariciye nezaretinden istifasıyla Paris sefaretine tayini üzerine payitahtlarda icra eylediği devri seyahatinden sonra itimat namesini takdim için reisi cumhur mösyö Armand Fallieres’in huzuruna çıktığı vakit vuku olan Potsdam mülakat ve itilafı hakkında malumat vererek Rusya’nın Almanya ile böyle bir ittifak akit etmesi itilaf meselesi sadakatine asla haizi tesir olamayacağını ve ancak İran ve şark ı karib misaline müteallik bulunduğunu söylemesi heyecan ı siyasiyi kısman teskin etmiş ise de bu cereyan asabı bize kadar sirayet eylemiş ve bu neticeyi sirayetle meclis i mebusanda izah ve istizahı istilzam eylemiştir.  Mehaza izahatın kâfi addolunmasına karar verildi. Sayfa: 33      8.Nisan – hizbi cedide hakkında devran eden rivayet ve şayia bu gün teayyin etti.  Cümlece malum olan 10 maddeden mürekkep program ittihat ve terakki fırkasına bir muhtıra şeklinde takdim olundu.  Bunun üzerine meclis celselerinde patırtılı müzakerat cereyan etti ve yetmiş beşe karib hizbi cedit taraf daranı ittihattan ayrılmak istediler.       SS – Karadağlılar mesalihin hudut civarındaki Dinveş mevkii üzerine taarruz etmiş ise de defedildi.      9,10,11.Nisan – harbi cedide meselesi meclis mebusanındaki heyecan ve münakaşa taşraya da sirayet ederek matbuat, mahfil umumiye de şiddetli ve sürekli bir şekil aldı.  Divanı harp örfi bu müessif ve beyhude münakaşa ile memleketin sükûn ve huzuru ihlal olunduğunu nazarı dikkate alarak (herhangi bir gazete bu babta kil (söz) ve küllü mucibi havadis veya makale yazarsa derhal tatil olunacağına) dair umumi ve şedit bir beyanname neşir etti.      12,13,14.Nisan – Cülus hazreti padişahı şerefine 265 mahkûm hakkındaki af hususu cetveli iradeyi seniyeyi hazreti şehriyariye iktiran edildi ki af edilenlerin kısmı azamı Adana hadiseyi zailesinden sonra mahkûm olanlardan ibaretti.       SS – Bulgaristan veliahdı prens Boris der saadete geldi.      15,16.Nisan – Karadağ hududunun Berane cihetinde müsademe vuku buldu.      17.Nisan – Zatı hazret şehriyarı Yıldız köşkünde ayan ve mebusan şerefine lütfen bir ziyafet keşide buyurdular.      18.Nisan – Mahmut Şevket paşa Rumeli’ye vuku bulan seyahatinden avdet etti.      19.Nisan – Cerait muhtelife arasında münakaşat şedit buldu.      20.Nisan – Selanik mebusu Cavit bey maliye nezaretinden istifa etti.  Sebebi istifa hizip meselesi olduğu şayia buldu.      22.Nisan – bugün selamlık resmi âlisi Üsküdar’da icra buyrularak mehil mezkûr ahalisi sürur ve habure müstağrık buyruldu.      24.Nisan – Meclisi mebusanda esnayı müzakerede Kastamonu mebusu İsmail Mahir efendi ile Dersim mebusu Lütfü Fikri bey arasında şiddetli münakaşa cereyan etti ve celse pek hararetli gitti.       25.Nisan – Süvari miralayı Sadık bey Selanik’e müteveccihen hareket etti.      SS – Kudüs şerifteki hazreti Ömer Camii şerifinden Avrupalılar mühim asarı antika çaldılar.      26.Nisan – Der saadette bulunan Bulgar veliahdı fenere azimetle Rum patrik’i Yovakim efendiyi ziyaret ederek aralarında dostane bir muhavere cereyan etti.      SS – Tebriz’de şah sabık taraftarlarıyla hürriyet perverler arasında yeni ve müthiş bir iğtişaşan zuhur ettiği haber verildi.      SS – Fas meselesinin ilk safhayı fiili başladı.  Fransa el Cezire mukavelesi ahkâmının tatbiki zamanının hulul ettiğini söyleyerek Fas’a bir kuvveyi işgaliyeyi askeriye gönderdi.  Keyfiyetten haberdar olan Almanya bu babda Fransa’dan talep eylediği izahata karşı Fransa’nın Berlin sefiri mösyö Kanbon, Fransız askerinin Fas sultanı Molla Hafız tarafından memleketinde Sayfa: 34 muhtell (bozulmuş) olan asayişi umumiyenin teskin ve iadesi zımnında talep etmesi üzerine gittiği cevabını vermiş ise de Berlin kabinesi buna âdemi itimatla Agadire bir sefineyi harbiye gönderdi.      SS – Almanya imparatoru ikinci Wilhelm ile Rusya çarı Nikola Potsdam’da mülakat ettiler.  Bu mülakat evvel emirde her iki hükümet matbuatı tarafından bir aile ziyareti gibi telakki ve ilan edilmiş ise de bilahare bu mülakatın İran meselesiyle Bağdat şimendiferine ve maverayı İran hudut hududiyesine ait mukarreratı tevlit eylediği anlaşıldı.  Hatta bu babta her iki devlet arasında bir ittihaz ve istilaf şayiası musırren deveran ederek Fransa’nın epeyce telaşına mucip oldu.      27.Nisan – Bulgar veliahdı huzur şahanede şerefe mazhar oldu.      28.Nisan – Nafıa nazırı Hallacyan efendi cester projesi ve terki umumiye hakkında tanzim ettiği programdan dolayı vuku bulan tenkidata karşı cevap verdi.      29.Nisan – mürteci ve müstebit müthiş salar ül dulanın bazı efrada şairle birleşerek Tahran üzerine hareket ettiği haberleri geldi.      30.Nisan – ayan azasından Nail bey Cavit beyin yerine maliye nazaretine tayin olundu.       SS – Fas meselesi için Fransa ile Almanya arasında birinci müzakere vuku buldu. Sayfa: 35

comprar cialis

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.